BOLD – Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Batı için sürpriz olmadı. Bir dizi hazırlıklar yapan Batı’nın sistemli olarak yaptığı yardım ve yaptırım açıklamaları bunu doğruluyor.
Savaş, Rusya açısından bir “askeri operasyon” seviyesinde. Rus ordusu topyekün sahaya inmedi. Batı da Rusya’yı tahrik etmeden adım adım Putin’e zarar vermek istiyor. Ukrayna ordusu son yıllarda batılı uzmanlarca eğitiliyor. Ukrayna’da milli kimlik inşa süreci yaşanıyor.
Bu savaşta Ukrayna’dan beklenen tek şey direnmesi. Rusya’nın doğuda toprak kazanması ön görülüyordu. Fakat Rus ekonomisinin uzun sürecek bir savaşı kaldırmayacağı biliniyor.
Burada kritik olan nokta ise Rusya ile Batı arasında sıkışan Ukrayna bürokratları, diplomatları, siyasileri ve askerleriyle birlikte devlet yapısının kaygan bir zemin üzerinde hapsolmuş olması.
Bir tarafta batının vaatleri, diğer tarafta Rusya’nın tehditleri. İnsanların Ukrayna’da dirayetli bir duruşa sığınmaya ihtiyacı vardı. Başından beri bu dirayetli duruş görülmeseydi, domino etkisiyle tüm ülke bir kaç gün içinde Rusya’nın kontrolüne girebilirdi.
ADAYLIK STATÜSÜ NASIL GELDİ
Cumhurbaşkanı Volodomir Zelenski büyük bir cesaretle ülkesini terk etmedi. Makamını korudu, savaşın başından itibaren halkını ve ordusunu motive etti. Altındakiler de üzerine düşeni yaptı, Rus ordusu başkanlık sarayına 8 km kadar yaklaşsa da ilerleyemedi ve Kıyiv’den çekilmek zorunda kaldı. Bu içerde Ukrayna yönetimine olan desteği arttırdığı gibi batıda Zelenski yönetimi ile müttefik olunabileceği, Ukrayna’nın bunun için büyük bedeller ödemeyi kabul ettiği kanaati uyandırdı. Bu kapsamda, 23-24 Haziran 2022 tarihlerindeki AB Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya adaylık statüsü verildi.
ERDOĞAN İSE ÜLKE İMAJINI YOK EDİYOR
Türkiye’ye rağmen “Ermeni Soykırımı” iddialarının kabul edilmesindeki artış, Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin tutumunun kabul görmemesi, Türkiye’nin Ege’deki iddialarının karşılık bulmaması, Trump’ın mektubu, Kaşıkçı dosyası ve Prens Selman’ın galibiyeti, BAE ile ilişkiler, bazı Selefi hareketlerin ve İhvan’ın gözünde Türkiye’ye güvenin kaybolması, İsrail ve Mısırla ilişkilerde Türkiye’nin geri adım atması, Erdoğan’ın Suriye’de ve Irak’da radikal örgütlerle işbirliği içinde olduğunu gösteren belgelerin Türkiye üzerine şantaja dönüşmesi, Rus uçağını önce düşürüp sonra özür dilenmesi, İran istihbaratının Türkiye’de yaptığı operasyonlar… Türkiye’nin dış politikada on yıllardır inşa ettiği imajını neredeyse yok etti.
Erdoğan yönetiminin ilkesiz politikaları, devlet menfaatini gözetmeden yaptığı çıkışlar ve eylemler Türkiye’nin diplomaside savunduğu tezlerini zayıflatarak itibarını yok ediyor.
Son açıklanan AB liderlerinin bildirisi de buna örnek olarak gösterilebilir. Türkiye, Yunanistan ile Ege üzerinde sürdürdüğü egemenlik mücadelesini de AB nezdinde kaybetti.
AB’NİN GÖZÜNDEN TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ
Türkiye’nin Ege adaları ve Kıbrıs sorunu ile ilgili Yunanistan ile süregelen anlaşmazlıkları var. İkili ilişkilerde müzakereler devam ederken Türk tarafı yakın geçmişe kadar “iyi niyet gösteren, diplomasiye açık ve çatışmaya karşı” imajı sergileyen bir ülkeydi. Dışişleri batıda yoğun olarak Türkiye’nin tezleri ve çözüm önerilerinin haklılığını anlatan lobi çalışmalar yürütüyordu. Türkiye’nin elini güçlendirecek somut gerçekler de var. Yunanistan’ın ege adalarını silahlandırılması ve ‘Annan Planı’nın Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) tarafından veto edilmesi gibi.
Dış politikayı seçim malzemesi yapan Erdoğan’ın büyük hatasını Yunanistan ve GKRK fırsata çevirdi. AB Liderler Zirvesi sonunda yayınlanan bildiride “AB, Türkiye’den uluslararası hukuka saygı göstermesini, Doğu Akdeniz’de bölgesel istikrar için gerilimi düşürmesini ve kalıcı bir şekilde iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesini bekler” ifadesi kullanıldı.
Yani AB, oybirliği ile Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve GKRK’nin iddialarını kabul etmiş, Türkiye tarafını ise buna karşı uluslararası hukuka ve komşuluk ilişkilerine karşı olmakla ve bölgesel güvenliği tehdit edecek şekilde tansiyonu yükseltmekle suçlandı.
AB’nin Ukrayna ve Türkiye’ye yönelik bu yaklaşımlarında pek çok etken belirleyici oldu. Fakat şüphesiz liderlerinin söylem ve eylemlerinin de etkisi büyük.
Son günlerin popüler ismi Zelenski Ukrayna’yı AB üyeliği yoluna sokarken, Saray rejiminin hüküm sürdüğü Türkiye’nin baş aşağı düşüşü sürüyor.