Tutuklu iş insanı Osman Kavala birleştirilen ‘Gezi-Çarşı’ davası kapsamında yeniden hakim önüne çıktı. Avrupa Konseyi’nin ‘ihlal prosedürü’ başlattığı Türkiye’nin durumu açısından kritik görülen davada Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesi Türkiye’nin AİHM’deki durumunu zora sokacak.
BOLD – 4 yıl 3 aydır tutuklu olan iş insanı, insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın birleştirilen Gezi-Çarşı davası kapsamında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması bugün devam ediyor. Duruşmaya çok sayıda insan hakları savunucu, milletvekili katıldı. Avukat Can Atalay, “Bu akıldışı, hukuk dışı dava derhal geri çevrilmeli” diye konuştu.
“İDDİANAMENİN SAHİBİ SİYASİ İKTİDAR”
Taksim Dayanışması, duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Gezi eylemleri nedeniyle açılan davaların derhal düşürülmesi talep edildi.
Kavala duruşmaya cezaevinden SEGBİS üzerinden katıldı.
Kimlik tespitlerinin ardından ilk sözü sanık avukat Can Atalay aldı. Atalay şunları söyledi: “İddianame hukuki değil siyasi. Gezi direnişi karalamaya çalışılıyor. Bize ‘Teslim olun’ diyor. Asıl siz teslim olun, asla teslim olmayacağız… Delil yok, tezvirat var… Biz bu iddianameyi reddediyoruz.”
AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ ‘İHLAL SÜRECİ’ BAŞLATMIŞTI
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye için ‘ihlal prosedürü’ başlatmıştı. Türkiye, böylece, 2010’dan bu yana Azerbaycan’dan sonra bu sürece tabi tutulan ikinci ülke oldu.
Avrupa Konseyi, Türkiye’den 19 Ocak’a kadar görüşünü iletmesini istedi. Yani duruşma Türkiye’nin 2 gün sonra sunacağı görüş öncesi kritik bir önemde.
Eğer Kavala tahliye edilirse Türkiye’nin durumu kolaylaşacak. Ancak tahliye edilmezse ve Türkiye’nin sunduğu görüş yeterli olmazsa Türkiye’yi Avrupa Konseyi nezdinde zor günler bekliyor olabilir.
YAPTIRIMLAR NELER
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’den Türkiye’nin sunduğu görüşü yeterli bulmaz ve “Yükümlülük yerine getirilmemiştir” şeklinde bir bildirim alırsa Türkiye’ye uygulanacak tedbirleri ele alacak.
Bu tedbirlerin neler olacağı somut olarak belirtilmiyor, komitenin uygun göreceği adımları atacağı kaydediliyor. Bu adımlar arasında söz konusu ülkenin oy hakkının veya üyeliğinin askıya alınması ve hatta üyelikten çıkarılması da yer alıyor.
AVRUPA KONSEYİ
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği’nden bağımsız olarak Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla kurulmuş hükümetlerarası bir kuruluş.
1953 yılında ilan edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni uygulamakla yükümlü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi’ne bağlı.
47 üyesi bulunan Konseye, Beyaz Rusya, Kazakistan ve Vatikan hariç tüm Avrupa ülkeleri üye.
Konsey, 10 kurucu üye ülke tarafından kuruldu. Kurucu üyelerden sonra konseye ilk katılan ülkeler Türkiye ve Yunanistan oldu. Türkiye, 5 Mayıs 1949’da kurulan konseye aynı yıl 9 Ağustos’ta katıldı.
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği’nden bağımsız bir kuruluş olsa da Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması ve Avrupa Konseyi’nde düşeceği zor durum zaten dondurulmuş olan AB üyelik sürecini çok ciddi şekilde etkileyecektir.
AİHM’den Hidayet Karaca’ya ayrımcılık: Dava 5 yıldır bitmedi