Gezi davasında tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 9 kişi hakkında verilen beraat kararlarının istinaf tarafından bozulması üzerine dava yeniden görülmeye başlandı. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
BOLD – İstinafın bozma kararı üzerine İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada savcı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamını talep etti.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme başkanı, istinaf mahkemesinin bozma kararına karşı sanıkların beyanlarını sordu.
Avukat Can Atalay, “Bozma kararı sonrasında serbestlik ilkesi esas. Siz biraz evvel bozma kararına uymak zorundayım dediniz. Uyabilirsiniz ancak bozma sonrası serbestlik ilkesi gereği beraat kararı verebilirsiniz” dedi.
Osman Kavala’nın Gezi davasında beraat etmesine AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tepkisini hatırlatan Can Atalay, “Yargıya bu kadar açık müdahale varken biz bu memlekette yaşayamayız. Biz hakkınca beraat istiyoruz” ifadelerini kullandı. Sanıklar Tayfun Kahraman ve Mücella Yapıcı, mahkemenin beraat kararında direnmesini istedi.
Tutuklu Osman Kavala ise, siyasi davalarda algı oluşturulmaya çalışıldığını belirtti. Kavala, şunları söyledi: “Bozma kararında ne beni ne diğer suçlananları suçla ilişkilendirecek bir öge bulunmuyor. Asıl gerekçe farklı davaları birleştirmenin önünü açmak. Anladığım kadarıyla bu siyasi davalarda algı yaratmak için elverişli bir yöntem. Beraat kararının bozulması davaların birleştirilmesi için atılan bir adımdır. Davaların birleştirilmesi de 8 yıl önce algı yaratmak için hazırlanmış ama mahkemelerin verdiği beraat kararıyla inandırıcılığını kaybetmiş bir senaryoyu canlandırma teşebbüsü olacaktır.
AİHM kararının etrafından dolanmak için icat edilmiş olduğu aleni hale gelmiş olan casusluk suçlamasıyla ilgili hiçbir bulgu olmadığını iddianameyi hazırlayan savcı da biliyor, hatta itiraf ediyor. Bir taraftan bu durumu, casusluk faaliyetlerinin çok gizli yürütülmüş olmasıyla açıklıyor. Arthur Miller’ın McCarthy döneminde kaleme aldığı “Cadı Kazanı” adlı oyunda, savcının doğası gereği görülemeyecek bir faaliyet olduğundan cadılık suçlaması için delil ve tanık aranmasına gerek olmadığını söylemesi gibi.
NAZİ YARGILAMALARI GİBİ
İddianamedeki casusluk tanımı, yasalarımızdakinden oldukça farklı. Muğlaklığı ve keyfi uygulamalara müsait olması bakımından Almanya’da Nazi döneminde casusluk suçlamaları için kullanılan “Landesverrat”, yani devlete ihanet kavramını hatırlatıyor. O dönem Almanya’sında halkın vicdanına uygun biçimde hareket etmediği için cezalandırılması düşünülen kişinin eylemi yasalardaki suç tanımına girmiyor ise yargıcın görevi en kullanışlı yasayı seçerek o kişiyi cezalandırmaktı. Siyaset yargı sürecinin her aşamasında etkiliydi, halkın vicdanının ne olması gerektiğini belirlemekte, hatalı bulduğu mahkeme kararlarını düzeltmekteydi. Örneğin Nazi rejimini eleştiren rahip Martin Niemöller’in beraat kararı siyaset tarafından sakıncalı bulunduğundan, kendisi savaş bitene kadar toplama kampında tutulmuştu.”
1947 yılında yürütülmüş olan Nazi dönemi yargıç ve savcılarının yargılandığı Adalet Davası’nda “suikastçının hançeri, yargı görevlisinin cübbesi altında gizlenmişti” değerlendirilmesi yapılmıştı.
BU BASKI NE KADAR SÜRECEK?
Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar ise, bir kimse bir fiilden ancak bir kez yargılanacağı kuralının Osman Kavala hakkında ihlal edildiğini söyledi. Bayraktar, “Bir insanın 21. yüzyılda 3 yıl 7 ay gibi uzun bir süre cezaevinde tek başına bırakılması, bu tahakküm, bu baskı ne kadar sürecek? Müvekkilim tam 43 ay üç gündür yani tam 1811 gündür tutuklu. Bu tutukluluğu içinde cezaevinde söylenen ya da söylenmeyen pandemi salgınları, hastalık salgınları vardır. Müvekkilim sadece fiziken değil ruhen de yıpranmış durumdadır. Tahliye kararının bekletilmeksizin verilmesini talep ediyorum” dedi.
Savcı, Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme, oyçokluğuyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Mahkeme başkanı tahliye yönünde oy kullandı. Duruşma 6 Ağustos’a ertelendi.
https://boldmedya.com/2021/05/21/gulen-hareketine-koronayi-halka-yayma-egilimi-gerekcesiyle-operasyon/