Şırnak’ta yaşayan Keldani çift Şimuni ve Hurmüz Diril, tam bir yıl önce bugün ortadan kayboldu. Şimuni Diril’in cansız bedeni 3 ay sonra bulundu. Hurmüz Diril ise hala kayıp. Kızları Gülcan Diril, anne ve babasının planlı bir cinayete kurban gittiğini söylüyor.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya’da (Meğr) yaşayan Hurmüz Diril ve eşi Şimuni Diril, tam bir yıl önce bugün ortadan kayboldu. Şimuni Diril’in (65) cesedi 3 ay sonra evlerinin yakınındaki dere kenarında, vücut bütünlüğü bozulmuş bir şekilde bulundu. 71 yaşındaki Hurmüz Diril (Hürmüz değil) ise hala bulunamadı. Başlarına ne geldiği bilinmiyor. Ancak birçok ihtimal var. Resmi kayıtlara “şüpheli” olarak geçen akrabalarla ilgili iddiaları var.
Beş yıl önce İstanbul’dan köylerine taşınan ve 11 çocukları bulunan Şimuni ve Hurmüz Diril çiftinin kızı Gülcan Diril, anne ve babasının planlı bir cinayete kurban gittiğini düşünüyor. Kim, neden öldürdü, amaçları neydi, köylerinde ev yapıp yaşamaktan başka derdi olamayan yaşlı bir çift ile kimin ne alıp veremediği vardı? Bunların hepsi bir soru işareti. Gülcan Diril ile tüm bu iddiaları ve bir yılda yaşadıklarını konuştuk.
Anne-babanızın kaybolmasının üzerinden bir yıl geçti. Aramalar ne durumda? Bir yılda nasıl bir aşama kaydedildi?
Olayın gerçekleştiği mevsim bir kere hava şartları itibariyle çok kötü bir mevsimdi. Ocak ayı. Kış. Doğuda kış mevsimi çok kötü geçiyor. Zaten bu mevsimin bilinçli olarak seçildiğini düşünüyorum. Kesinlikle bu cinayetin planlı olduğunu düşünüyorum.
Kimin planladığını düşünüyorsunuz?
Orası öyle bir bölge ki birçok ihtimal aklınıza gelebiliyor. Ege, Akdeniz, Karadeniz olsaydı ihtimaller biraz daha düşerdi. Ama doğuda bir olay meydana geldiğinde birçok sebep aklınıza gelebiliyor. Bu kadar ihtimaller içinde biz annemin cenazesini buluncaya kadar bekledik, ne olabilir diye. Elimizde de bir görgü tanığı var. Apro Diril. Koskoca köyde kış aylarında 3 kişi yaşıyor. Annem, babam ve Apro Diril. Evlerin arası ben özellikle ölçtüm 50 metre ancak var.
Birbirlerini rahatlıkla görebilirler yani.
Görebilirler, işitilebilir. Gelen kişileri mutlaka görür, tanır. Bir tartışma olsa mutlaka bilir. “Ben bir şey duymadım, görmedim” demenin imkanı yok. Hangi aptal arkasında görgü tanığı bırakır?
Abinizin daha önceki açıklamalarında da siz de hep Apro Diril’i işaret ediyorsunuz. Apro Diril ile anne babanız arasında sorun mu vardı?
Ben de biraz buradan gitmek istiyorum. Konuyu başka tarafa çekmeye, bulandırmaya gerek yok diye düşünüyorum. Apro Diril annemin de babamın da öz kuzeni. Gündelik sorunlar dışında, gerek kendince olsun gerek ise dolduruluşa getirildiği sorunları, iftiraları… Öfkesinin tüm oklarını anneme babama yönlendiriyordu.
Nasıl bir sorun vardı?
Bunları dile getirdiğimizde her zaman ki yaptığı en iyi şeyi yalanlamayı yapıyor. Tekrar tekrar konuşmanın gündemde ısrar etmenin bir anlamı yok. Çünkü hiçbir zaman kabul etmeyecek, inkar edecektir. Tüm ağır ithamlarına son 2-3 yıl içerisinde şahit olmaya başladık.
Son 2-3 yılda ne değişti ki böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldınız?
Kendilerine bile itiraf edemedikleri, temelde yatan bir kıskançlık aslında. Çözüm süreci döneminde babam bütün parasıyla köyümüze güzel bir ev yaptırdı. Ailemiz, çocuklarımız artık gelecek buraya diye. Apro Diril’in oturduğu ev bile kendine ait değilken sürekli bir toprak tacizinde bulunuyordu.
Bir toprak meselesi mi var anne babanızın başına gelenlerin arkasında?
Bu oyalama amaçlı bir iddia da olabilir, sorunun kendisi de olabilir. Zaman ve davanın seyri bunu gösterecektir. Annemi babamı tanımayan birilerinin onlarla ne alıp vermedikleri olabilir? Bu yüzden zemine bakmak gerek. Konu maddi manevi her ne ise arkalarında 11 mirasçı çocuk var.
Babanızı akrabalarınızın mı öldürdüğünü düşünüyorsunuz?
Öldürdüğünü değil, zemin hazırladıklarını düşünüyorum. Olayların sadece akraba arasındaymış gibi bir izlenimin olmasını istemem. Vicdanen bunu yapamazlar zaten. Sorun kimlerle işbirliği yapıldığıdır.
Onlar zemin hazırladılarsa kim öldürmüş olabilir ki?
Cinayet ihtimallerini, kimlerin yaptığını savcılık değerlendirecektir. Bunlar her kimse ne kadar cani ve zalim olduklarını zaten gördük. Abim 12 Ocak’ta köye gidiyor. Apro Diril’e “Annemi babamı en son ne zaman gördün?” diye soruyor. “Dün sabah üç PKK üyesinin onları götürdüğünü gördüm” diye cevap veriyor. Bu ihtimalin çok düşük olduğunu jandarma bizimle paylaşmıştı. Zaten annem bulunduktan sonra örgüt söylemini yumuşatarak “Benzettim” diye kendini düzeltti. Dün sabah dediği 11 Ocak 2020. Biz 8 Ocak’tan itibaren annemize, babamıza ulaşamadık. Her şeyin 8-11 Ocak tarihi arasında gerçekleşmiş olduğu çok açık. Mümkünatı yok, annem bizi telefonla aramasın. Her gün görüşüyoruz. Çok duygularımla hareket etmek istemiyorum ama o 3 gün boşlukta annem-babam neredeydi ? Yoksa tüm yalanlarına ek 11 Ocak değil de olay öncesinde gerçekleşmiş ve kalan günleri izleri kaybetmek için mi geçirmişlerdi? Annemin bedeninde adli tıp raporunun da desteklediği darp izleri vardı.
Annenizin otopsi raporu çıktı mı? Hatırladığım kadarıyla en son çıkmamıştı.
Adli Tıp Raporu ekim ayında çıktı. Ama nihai karar henüz çıkmadı. Apro Diril öyle bir anlatıyor ki, birileri geldi, annem babam da onlarla tıpış tıpış gitti. Annemin iki kışlık botu var. Niye spor ayakkabıyla çıksın? Babamın cep telefonu evden 25-30 metre uzakta bulundu. Evden 100 metre ileride annemin ayakkabısının teki kalmış. Yani burada bir kargaşa olmuş, bir sürüklenme, bağırış, çağrış olmuş. Sen nasıl kulaklarını kapatabiliyorsun, nasıl hiçbir şey olmamış gibi anlatabiliyorsun?
Apro Diril, Agos gazetesine verdiği röportajda “Hurmüz Diril sağ olsa da beni bu ithamlardan kurtarsa” diye bir ifadesi var.
Haklı annem de sağ gelecekti. Kimseye haber vermeyin 3 gün sonra bırakılacaklar diyordu. Ne söylese bu saatten sonra bizi tatmin etmiyor açıkçası. Babamızın bulunmamasını da yalanlarına bağlıyorum. Olaylara şahit olmasına rağmen, gidip yardım çağrısında bulunmuyor. “Telefonum bozuktu” diyor. Köyde iki, eşek bir katır var. Niye en yakın köye gidip haber vermedi? “Dizlerim ağrıyordu, pazartesi gidecektim” diyor. Her gün bizim için kayıptı halbuki. Bu kadar yalan söyleyerek neden katilleri koruduğunu merak ediyorum. Artık sadece görgü tanıklığı değil, bu cinayetteki ortaklığı sorgulanmalı.
Apro Diril’in HTS kayıtlarının incelenmesini istediniz mi?
Bunların hepsi talep edildi. Bizim dosyamızda zaten gizlilik kararı var. Bu cinayetin ben aydınlatılacağına inanıyorum. Bizim bütün derdimiz babamız. Babamızın bedeni nerede? Biz sadece bildiğimiz bütün bilgileri savcılıkla paylaşıyoruz. Adaleti sağlayacak olan onlardır.
Annenizin cesedi olaydan 3 ay sonra bulundu. Babanıza dair de bir şey bulunması gerekmez miydi?
Şaşırtıcı şeylerden biri. Geçen yıl martta annemizi bulduktan sonra nisanın sonunda kapsamlı bir operasyon yapıldı. Aramada bir şey bulamadılar. O iki günlük aramadan sonra abim babamın ayakkabısını ve dizliğini görüyor. Dereye inmek için bir uçurum var, orada buldu. Elle atılmış, ağaca takılmış bir şekilde. Dizliği de çamurluydu. Birisini sürüklersiniz ya… O şekilde çamura bulanmıştı dizliği. Bunların dışında hiçbir iz yok.
Annenizin cesedini bulduğunuzda ne hissettiniz?
Abim ve amcam cesedinin başında, kar ve yağmur eşliğinde 17 saat nöbet tuttular. Helikopter ertesi gün helikopteri. Bu da çok acı bir şey. Anlatırken bile hala ağlayabiliyorum. Annem dünya tatlısı, neşe dolu bir kadındı. Çocukları, gençleri seven iki insandılar. Herkesi evladı gibi görürlerdi. Annemizi bulana kadar Apro Diril’e tek bir laf etmedik. Tek bir suçlayıcı cümle yöneltmedik. Ama annemizin cenazesi köyün içinde çıktı. Bize “anne-babanız götürüldü” demişti oysa. Tüm konuşmaları, ifadeleri çelişkili. Tabi ki yasal ve hukuksal yollarla gitmek zorundayız. Birisine yapmadığı şey üzerinden yaptı demek çok yanlış olur ama Apro Diril üzerinde durmakta fayda var ta ki gerçekleri söyleyene kadar. Yoksa zaten gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma gibi huyu vardır. İhtiyacımız olan dürüstlük. Çünkü bu bir cinayet.
Köyünüzde babanızın altın bulduğuna dair iddialar var. Bu olay doğru mu? Babanızın kaybolmasıyla bir ilgisi var mı?
Bizim köy en az 400 senelik bir köy. Daha önce Ermeniler yaşıyormuş. 1990’lı yıllara kadar o köy 75-80 hane. 700-800 nüfusa sahip. Kimse bu zamana kadar hazine bulmamış. Bu saatten sonra benim babam mı bulacak? Diyelim ki buldu, annemden, bizden neden saklasın? Diyelim ki buldu, neden Apro Diril’e vermek zorunda olsun? Benim babamın uğraştığı şey köprüyü yapayım, yolu düzelteyim. Bu yüzden omzunda her zaman kazma kürek vardır. Omzunda kazma kürek gören Apro Diril altın buldu zannediyordu. Elbette bu bir dedikoduydu. Yapacak bir şeyleri olmayan insanların can sıkıntısı sanırım. Böyle bir dedikodu dahi annemi babamı hedef haline getirmiş olabilir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Benim yetkilerden bir tane talebim var. O da hukuksal işlemleri hızlandırmaları ve bir an önce bize somut bir bilgi verilmesi. Ellerinde görgü tanığı varken ben “Babanızı bulamadık” gibi bir cümleyi kabul etmek istemiyorum.