Bugün birçoğumuzun kitaplığında yer alan klasikleşmiş isimlerden bazılarının yolculuğu öyle pek de kolay başlamadı. Onlarca yayınevi tarafından reddedilen yazarlar ve klasik eserler mevcut.
BOLD- Klasik bir eseri okuduğumuzda en çok merak ettiğimiz şeylerden biri yazarın eseri bitirdiği andaki duygularıdır. Rahatlamış mıdır, üzülmüş müdür, boşluğa mı düşmüştür? Belki de hepsi… Fakat asıl zorluğu kitap bittikten sonra yaşamaya başlayan yazarlar da var. Bugün her biri kendi türünün en iyilerinden sayılan birçok kitap ve yazarı kabul görmek için başlarda epey çabalamış. İşte çok çarpıcı birkaç örnek…
HAYVAN ÇİFTLİĞİ
Distopik edebiyatın en iyilerinden olan Hayvan Çiftliği basılmadan önce 4 yayınevi tarafından reddedilmişti. Hatta yazar George Orwell’ın değerlendirmesi için metnini gönderdiği ve o sıralar bir yayınevini yöneten T.S.Eliot bile ““Yazdıklarının politika eleştirisi yapmak için doğru izlenmiş bir yol olduğunu düşünmüyorum -ki hiçbir yönetmen de düşünmez.” değerlendirmesinde bulunmuştu. Sonuç hepimizin malumu…
MUHTEŞEM GATSBY
F. Scott Fitzgerald’ın artık klasikleşmiş olan ünlü eseri Muhteşem Gatsby de yayınevlerinin hışmına uğrayanlardan. Hatta bir editör Fitzgerald’a “Eğer Gatsby karakterinden kurtulabilseydin düzgün bir eser yazmış olacaktın.” diye akıl vermeye bile kalkmış. O editörü bugün kimse hatırlamıyor ama Muhteşem Gatsby hâlâ basılıyor.
YÜZÜKLERİN EFENDİSİ
Evet, yanlış duymadınız! İlk yayınlanan Hobbit için “çocuk masalı” değerlendirilmesi yapıldığı yetmiyormuş gibi tüm zamanların en çok satan kitaplarından Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, gönderildiği ilk yayınevi tarafından “satmaz” gerekçesiyle reddediliyor. Doğrusu çok öngörü sahibi bir editörleri varmış!
HARRY POTTER
J.K.Rowling’i bu gün dünyanın en çok kazanan yazarı yapan Harry Potter sersinin ilk kitabı da gönderildiği yayın evi tarafından “çok kalın ve pahalı” bulunarak reddedilmişti. Editör şimdi ne yapıyordur acaba?
OLASILIKSIZ
Adam Fawer’ın kitabı listedeki belki de en ilginç eser. Onlarca dile çevrilen, bir zamanlar hemen her ülkede “en çok satanlar” listesinde yer alan Olasılıksız inanmakta güçlük çekebilirsiniz 50 (yazıyla elli) yayınevi tarafından “satılamayacağı” gerekçesiyle geri çevrilmiş. Toplu bir körlük falan mı yaşandı acaba yayın dünyasında?
MOBY DICK
Herman Melville başyapıtı birçok yayınevi tarafından reddedilmiş. Hatta Bentley&Son yayınevinin sahibi Richard Bentley “İlk olarak balina olmak zorunda mıydı? Bu daha çekici daha ezoterik olsa da baş kahramanın genç okurlar arasından daha popüler bir yüz olmasını tercih ederdik.” şeklinde eleştiri(!) bile yapmış. Sonuçta Moby Dick bugün türün en iyilerinden bir klasik, Richard Bentley ise sadece wikipedia’da bir madde başlığı…
GÜNEŞ DE DOĞAR
Hemingway’in en çok okunan eserlerinden biri olan Güneş de Doğar (The Sun Also Rises) ilk gönderildiği yayınevi olan Peacock tarafından reddedilmişti. Üstelik yayımcı Moberley Luger henüz 26 yaşında olan Hemingway’e “Belki biraz açık sözlü olacağım ama sen tamamen sıkıcı bir yazarsın. Yazdıklarını sıkıcı ve saldırgan buluyorum. Sen erkeklerin adamısın, öyle değil mi? Bu yazıyı bir gece kulübünde bir elinde kalem bir elinde konyak ile yazmış olmana hiç şaşırmazdım.” diye bir de not yazmış. Sahi Moberley Luger de kim?
MEZBAHA NO 5
Kurt Vonnegut’un sonradan “Mezbaha No: 5” isimli harika romana dönüştüreceği ve Dresden bombalanmasını anlatan yazısı ve makaleleri Atlantic Monthly tarafından “Klasik yaz temizliğimizi yaparken senin yazdıklarına rastladık, üzgünüm ama bunların hiçbiri bizim amaçlarımızla örtüşmüyor.” denilerek reddedilmiş. Kurt Vonnegut Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden biri haline gelirken Atlantic Monthly sıradan bir dergi olmaya devam ediyor.
RÜZGÂR GİBİ GEÇTİ
Margaret Mitchell’ın ilk basımı 1936’da yapılan ve hâlâ çok sevilen eseri gönderildiği ilk yayınevi tarafından “İç savaşı anlatan bir kitabı kimsenin okumak istemeyeceği” gerekçesiyle reddedilmiş. Kitabın basıldıktan sadece üç yıl sonra yapılan sinema uyarlamasının 10 Oscar ödülü aldığı herkesin malumu…
SOĞUKTAN GELEN CASUS
John Le Carré’in uluslararası çok satan eseri “Soğuktan Gelen Casus” hâlâ türün en iyilerinden biri. Ne var ki bu eser de reddedilmekten kurtulamamış. Hatta eseri reddeden bir yayıncı başka bir yayıncıyı “Le Carré’ye hoş geldiniz, onun hiçbir geleceği yok.” diyerek uyarmış.
KÜÇÜK KADINLAR
Louisa May Alcott’un öğretmenlik yaptığı dönemde yazdığı “Küçük Kadınlar” gönderildiği yayınevi tarafından “Sakın öğretmeyi bırakma!” şeklinde kibirli bir cevapla reddedildi. Neyse ki Alcott bu cevabı ciddiye almadı ve eserini 1868’de yayınladı. Aradan 150 yıl geçmesine rağmen Küçük Kadınlar değerinden hiçbir şey kaybetmiş değil.