Bu gün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü… Çağımız insan hakları ile ilgili farkındalığın ve insan hakları ihlallerinin neredeyse paralel olarak yükseldiği bir çağ…
BOLD– Türkiye’nin insan hakları karnesi hiç olmadığı kadar kötü belki de… Bu kötü günlerden direnerek ve unutmayarak çıkacağız… Sizin için insan hakları eksenli 7 “direnme ve unutmama” filmini derledik…
HUNGER/AÇLIK (2008)
IRA’yı (İrlanda Kurtuluş Ordusu) eksen alan filmde Bobby Sands’in (Michael Fassbender) maruz kaldığı insanlık dışı muameleleri bütün sertliği ile hissetmek mümkün.
Mahkûmların kötü muameleye karşı battaniye ve yıkanmama eylemleriyle başlayan direnişleri açlık grevi ile doruğa çıkıyor. Bütün mücadele olanakları elinden alınmış olan Sands’ın son savaş alanı kendi bedenidir.
12 KIZGIN ADAM (1960)
Mahkeme ve jüri filmlerinin en iyilerinden sayılan 12 Kızgın Adam adil yargılama hakkının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Cinayetle suçlanan bir gencin kaderi 12 jüri üyesinin dudakları arasındadır. Peki ama, jüri gerçekten adaletle mi karar vermektedir yoksa kişisel deneyimler karar verme süreci üzerinde etkili midir?
GARAGE OLİMPİO (1999)
Kötülüğün insan doğasına ne kadar işlediği ile ilgili çarpıcı bir film Olimpio Garajı… Maria, diktatörlük yılları Arjantin’inde politize bir genç kızdır. Tek yaptığı ise yoksul küçük çocuklara okuma yazma öğretmektir. Aşkına karşılık vermediği Felix tarafından ihbar edilir ve tutuklanır. Karakola giden annesine kızının kaçırıldığı söylenir. Oysa Maria Olimpio Garajı denen işkence merkezindedir. Tıpkı bugünün Ankara Emniyeti gibi, tıpkı 1980’in işkence merkezi DAL gibi… Arjantin’de yaklaşık 30 bin kişinin gözaltında öldüğü 1976-1982 yıllarının hazin öyküsü…
FULL METAL JACKET (1987)
Dahi yönetmen Stanley Kubrick’ten aşağılayıcı ve kötü muameleye dair sarsıcı bir anlatı. Vietnam’a gönderilecek askerlerin eğitimine odaklanan film, savaş esnasında işlenen suçların kaynağının aslında savaş öncesi olduğunu çarpıcı bir şekilde dile getiriyor.
MISSING (1982)
Costa Gavras’tan unutmamak üzerine bir film… Yılmaz Güney’in Yol filmi ile Altın Palmiye’yi paylaşan Missing(Kayıp) isim vermeden Pinochet yıllarındaki Şili’de bir gözaltında kayıp vakasını anlatır. Beth kaybolan gazeteci kocasını ararken birçok zorlukla karşılaşır, ABD elçiliğinden bile yardım alamaz. Babasıyla birlikte yürüttüğü arayışı kocasının gözaltında öldürülmüş olabileceğini gösterir. Üstelik bu ölümün arkasında belki de kendi devleti vardır.
DEVLET DÜŞMANI (1998)
Tony Scott’ın filmi devletin özel hayatımızın mahremiyetini nasıl yok saydığını ve bu gücünü elde tutmak için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor. Avukat Robert Dean’in yaşamı yıllardır görüşmediği bir arkadaşının çantasına attığı bir CD yüzünden alt üst olur. CD’nin peşinde olanlar özel hayatına ait sırlar ve medya manipülasyonlarıyla onu kamunun gözünde peşinen suçlu hale getirir.
12 YILLIK GECE (2018)
Yıl 1973… Uruguay askeri dikta ile yönetilmektedir. Bir sonbahar akşamı gizli bir askeri operasyonla alınan üç siyasi mahkûm için 12 yıl sürecek hücre hapsi başlar. Emir kesindir: “Onları öldüremeyeceksek delirtelim.”
Zamanlarının çoğunu küçük hücrelerde, tecrit altında ve çoğunlukla başlarına geçirilmiş siyah çuvalların altında geçirirler. Bu üç mahkûmdan biri ise gelecekte Uruguay’ın cumhurbaşkanı olacak Pepe Jose Mujica’dır.