İnsan hakları savunucusu Gergerlioğlu, iki çocuğunu, annesini ve kayınpederini kaybeden tutuklu Evren Civelek’in yaşadıklarını anlattı.
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle BOLD’un Youtube yayınına katıldı.
Gergerlioğlu, yeni Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye’nin tablosunun daha kötüye gideceğini defalarca söylediklerini ancak vatandaşın da onayıyla sistemin fiiliyata geçtiğini ve insan hakları konusunda çok kötü bir tablo ortaya çıktığını belirtti.
Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, yasama, yürütme, yargının sadece bir kişinin elinde toplandığını dolayısıyla da insan haklarında durumun giderek kötüleştiğini ifade eden Gergerlioğlu şöyle konuştu:
“Temel sebep, kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasıdır insan hakları ihlallerinin artmasındaki. İşçi cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada ikinci durumda Türkiye. İntiharlar da hakkı yenen kişiler arasında yoğun biçimde görülüyor. Yargısız infazlar hemen her alanda var. İnsan haklarında üçüncü dünya ligindeyiz. 2000’li yıllarda AB reformlarıyla insan haklarında bir atılım yapıldı biraz umutlandık, ancak bir kişinin mutlak otorite isteği, hakları yerle bir edip eskisinden kötüye götürdü.
Türkiye’nin büyük insan hakları sorunları var ancak OHAL dönemi bunlara tüy diktirdi. Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilenler siyasi bir soykırıma uğruyorlar, yokedilmeye nesilleri tüketilmeye çalışılıyor. Çok trajik hadiseler yaşıyoruz. İnanılmaz dramlar yaşanıyor. Madden manen insanlarımız bitmiş durumda.
TUTUKLULARIN UZAK CEZAEVLERİNE GÖNDERİLMELERİ
Cezaevleri çok çok kötü durumda. Bir ülkedeki insan hakları ihlalleri konusunda bir tespit yapacaksanız önce cezaevlerine bakmak durumundasınız. Cezaevlerindeki insanlarımız, kim olursa olsun bu ülkenin vatandaşıdır ve devletin güvencesiyle oradadır. Şu an ihlallerin cezaevlerinde çok arttığını görüyoruz.
Cezaevlerine hukuksuz biçimde doldurulan insanlarımız var bir de bunların yakınları var. Bu insanlar uzaklardan her ay yakınlarını ziyarete gidiyorlar. Zor yolculuklar bunlar. Tüm bu yolculukların oluşturduğu sıkıntıları son bir yıldır yakından takip ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde cezaevi ziyareti sırasında meydana gelen kazaların en yoğun olduğu yıldı. Çok aile faciaları oldu. Nedeni, tutukluların evlerinden çok uzak cezaevlerine gönderilmeleri. Bu cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor. Diyarbakır’da evi bulunan birini İzmir Cezaevi’ne gönderiliyor. Müracaat ediyorlar, nakil edilmiyorlar.
CİVELEK AİLESİNİN YAŞADIĞI FELAKET
Gergerlioğlu, tutuklu Evren Civelek’i Kırıkkale Keskin Cezaevi’nde ziyaret ettikten sonra Düzce’ye dönen ailenin yaptığı kazaya da değindi:
“Malesef iki üç gün önce trajik bir olay yaşandı. Civelek ailesinin yaşadığı kaza. Bir yaşlı dede, bir yaşlı nine, 3 ve 8 yaşındaki iki çocuğun bulunduğu araç. Tahminen yaşlı amca aracı kullanıyordu. Yorgundu uykusuzdu ve araç şarampole yuvarlandı. Araçtaki dört kişi hayatını kaybetti. Hatice Civelek yoğun bakımda. İnsan olanın bu görüntülere dayanması mümkün değil. Düşünün cezaevindesiniz, yakınlarınız sizi ziyarete geliyor. Sonra dört yakınınızın öldüğü haberini alıyorsunuz. İnanılmaz vahim bir tablo. O insanın psikolojisi ne haldedir. Tüm bunlara kim neden oluyor?
Bu kadar adaletin ayakların altına alınması sonucunda, insanların cezaevine doldurulması ve onların yakınlarının da cezalandırılmasıyla oluşan bu vahim tablonun suçlusu kim? Bunu sorgulamak lazım en başta. Cezaevleri kurmakla bu ülke düzelmez. Önümüzdeki beş yılda 228 cezaevi yapmayı planlıyorlar. Büyük hızla insanları cezaevine doldurma planları var.
CİVELEK TAHLİYE EDİLMELİ
Evren Civelek şu an cezaevinde dört yakını canı ciğeri kızları vefat etmiş, eşi ağır yaralı hastanede ve kendisi cezaevinde. En azından tutuksuz yargılanması gerekiyor, eşinin yardımına koşması gerekiyor. Bu durumu anlatabilecek kelime yok.
Yazın suların kesildiği, kışın kaloriferlerin yakılmadığı, yeterli yemek verilmediği, gardiyanın tutukluyu dövdüğü ama tutuklunun sürüldüğü olaylar yaşıyoruz.”